• bilgi@yasinbilen.com
  • +90 542 201 0530

Kanal Tedavisi

Endodonti tedavisi olarak da bilinen kanal tedavisi, bir dişin hasarlı veya enfekte olmuş özünün (pulpa) çıkarılarak, dişin dezenfekte edilmesini ve ardından tekrar dolgu ile kapatılmasını ifade eder. Dişin en iç kısmında bulunan pulpa, yumuşak bir çekirdek olarak düşünülebilir. Dişlerin kök ucuna kadar uzanan pulpada; sinirler, kan damarları ve bağ dokusu bulunur. Dişin herhangi bir darbe sonucu çatladığı ya da derin bir çürüğün oluştuğu durumlarda, bakteriler pulpanın içine girerek burada çoğalmaya başlar. Bu durum tedavi edilmezse, bakteriler ciddi bir enfeksiyon veya diş apsesine neden olarak pulpa ölümüyle birlikte kemik veya diş kaybına yol açabilir. Böyle bir durumda çatlamış ya da çürümüş olan dişe kanal tedavisi uygulanarak dişin kurtarılması sağlanır.

Hangi Durumlarda Kanal Tedavisi Uygulanması Gerekir?

Kanal tedavisini gerektiren durumların başında derin çürükler ve diş kemiğinde oluşan çatlaklar yer alır. Dişin iyileşemeyecek kadar zarar gördüğü durumlarda pulpa kısmının çıkarılarak dişin korunması sağlanır. Dolayısıyla, kanal tedavisinin en büyük avantajı ölü dişi kurtarmak ve dişin kemik yapısını kaybetmemektir. Kanal tedavisi gerektiren durumlara ilişkin bazı belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

    • Yüz ve boyunda şişlik
    • Özellikle sıcak veya soğuğa karşı kalıcı diş hassasiyeti
    • Çiğneme ya da ısırma esnasında ağrı
    • Diş etlerinde sivilce benzeri yara oluşumu
    • Çatlamış dişler
    • Diş etinin şişmesi
    • Yansıyan diş ağrısı
    • Derin çürükler
    • Koyulaşmış diş etleri

Kanal Tedavisi Nasıl Yapılır?

Kanal tedavisinin; çürük ve enfeksiyonun yok edilmesi, diş kanallarının şekillendirilmesi, kanalların doldurulması ve dişin tekrar işlevsel hale getirilmesi olmak üzere dört temel amacı bulunur. Dişin durumuna bağlı olarak tedavi bir ya da iki seans sürebilir. Kanal tedavisi sürecinde izlenen prosedür, diş hasarına bağlı olarak değişmekle birlikte, genel olarak şu adımları içerir:

    • Diş hekimi, dişin kök yapısını görmek ve enfeksiyon belirtisi olup olmadığını belirlemek amacıyla bir röntgen çeker. Böylece, dişteki hasar değerlendirilir ve kanal tedavisine ihtiyaç olup olmadığına karar verilir.
    • Diş pulpası çok hasarlıysa, kanal tedavisi işlemi başlatılır.
    • Dişte apse oluşumuna bağlı şiddetli ağrı varsa, tedavi öncesi lokal anestezi uygulanır.
    • Kanal tedavisinin ilk basamağı, dişin içindeki pulpanın dikkatlice çıkarılmasıdır. Pulpa çıkarıldıktan sonra, diş hekimi kök kanalında yapılacak işlemin ne kadar süreceğini saptar.
    • Uygun boyutta aparatlar kullanılarak kök kanalları yeniden şekillendirilir ve temizlenir.
    • Kanal tedavisi işleminin bir seansı ortalama 45 dakika kadar sürer. Gerekli prosedürler uygulandıktan sonra, dişin en az iki kez röntgeni çekilir. Diş hekimi tedavinin başarılı olduğunu düşünüyorsa, dezenfekte işleminin ardından kanalların kontaminasyondan etkilenmemesi için kalıcı bir materyal ile kanal içini doldurur.
    • Diş hekimleri kalıcı dolgu işlemi yapmadan önce 4-5 gün kadar dişin iyileşmesini bekleyebilir. Bu durumda, diş oyuğu geçici bir dolgu ile kapatılır.
    • Bir sonraki seansta dişin geçici dolgusu ağrısız bir işlemle çıkarılarak kalıcı dolgu işlemi yapılır. Kalıcı dolgu işlemi; dental macun ve gutta percha adı verilen kauçuk bazlı bir madde ile gerçekleştirilir. Kalsiyum hidroksit temelli macunlar kök kanalına dışarıdan gelebilecek herhangi bir sızıntıyı engeller.

Kanal Tedavisi Nasıl Yapılır?

  • Kanal tedavisi sırasında iltihaplı dokuyla birlikte diş sinirleri de alınır. Bu nedenle, dişin dış uyaranlardan etkilenmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Ancak, özellikle işlemden önce ağrı veya enfeksiyonun görüldüğü durumlarda, tedavinin ardından doku iltihabı nedeniyle dişte hassasiyet hissedilebilir. Bu durum, genellikle doktorun yazacağı ağrı kesicilerle hafifletilir.
  • Tedavi sonrası en az üç saat bir şey yememeye özen gösterilmelidir.
  • Kanal tedavisi uygulamasının başarı oranı oldukça yüksektir. Tedavi edilen bir diş, düzenli bakım yapıldığında ömür boyu kullanılabilir.
  • Dişlerde çürük oluşumuna neden olduğu bilinen şekerli gıdaların tüketimi en aza indirilmelidir.
  • Diş temizliği günde iki kez yumuşak kıllı bir diş fırçasıyla, bir kez de diş ipiyle yapılmalıdır.
  • Yılda en az iki kere genel diş muayenesi yaptırılmasına özen gösterilmelidir.
Logo yasin Bilen

DANIŞMANLA
İLETİŞİME GEÇİN